AŞI VE TAKİBİ

Aşı günümüzde birey ve toplum sağlığının korunması için bilinen en etkili ve ekonomik yöntemdir.  Aşı ile korunulabilir hastalıkların çocuk ve bebeklerde ortaya çıkmasını engellemek, enfeksiyonlara bağlı hastalık ve ölümleri azaltmaktır. Türkiye’de de Dünya Sağlık Örgütünün politikalarına paralel olarak “Genişletilmiş Bağışıklama Programı” başlatılmıştır.

Süt çocukluğu ve erken çocukluk döneminde bağışıklanmaya verilen önem ergenlik döneminde de aynı hassasiyet ile devam etmelidir.

Bununla beraber etkin ve güvenilir olmalarından dolayı ülkemizde kullanım onayı bulunan ancak ulusal bağışıklama çizelgemizde henüz yer almayan, rotavirüs, meningokok ve human papilloma virus aşılarının ek olarak yapılması önerilmektedir.

Son yıllarda aşıların otizim, dikkat eksikliği, hiperaktivite bozukluklarına neden olduğuna dair iddialar bulunmaktadır. Bu durum toplum sağlığı için tehlike oluşturan aşı karşıtı kampanyaları gündeme getirmiştir.

Otizimden, KKK aşısı ve eskiden içerisinde bulunan civa içerikli thimerosal maddesinin sorumlu olduğu düşünülmekte idi. Bu bilgiyi literatürde destekleyen bilimsel yayınlar bulunmaktadır. Aşılama oranlarının düşeceği endişesi ile civa içeren aşıları uygulamadan kaldırmıştır.

Son yıllarda ortaya çıkan aşılama karşıtı görüşler, ülkemizin coğrafi konumundan dolayı göçlere maruz kalması ve aşılanmamış insanlar nedeniyle bulaşıcı hastalıkların salgına dönüşme durumu ve uzun bir aradan sonra ülkemizde ve komşu ülkelerde kızamık salgınlarına neden olmuştur. Bu nedenle ülkemizde 9 ayda ek doz KKK aşısı uygulaması başlatılmıştır.

Uzm. Dr. Pınar Karadeniz